alanyurt.ace.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Kimler hatta?
Toplam 16 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 16 Misafir

Yok

[ Bütün listeye bak ]


Sitede bugüne kadar en çok 268 kişi 11/8/2017, 00:45 tarihinde online oldu.
Hatta olan üyelerle yazışmak için
Önce Alanyurt sitesine isminizle giriş yapmanız gerekiyor Chat Box sayfada kolonunun en sağında en üstte giriş yap butonuna tıklayın altta mesaj yazan yere mesaj yazıp enter a tıklayın
ŞİFRESİNİ UNUTANLAR
kullanıcı adı: küçük harflerle adınız bir boşluk soyadınız şifreniz......: bitişik olarak adınız soyadınız olacaktır giriş yaptıktan sonra şifrenizi değiştirebilirsiniz
En son konular
» Köyümüzün gazisi Kadir zeytun mart ayının 2 sinde kalbinden rahatsızlandı
azrailin güzelliği Icon_minitime12/3/2022, 19:16 tarafından turanyunal

» ALANYURTLU SÖZLÜK
azrailin güzelliği Icon_minitime112/10/2021, 17:18 tarafından Turan YUNAL

» 319 40 yıllık fotoğraf bunlar kim
azrailin güzelliği Icon_minitime110/4/2017, 11:30 tarafından turanyunal

» Ehtibar halamız hakkın rahmetine kavuştu
azrailin güzelliği Icon_minitime126/2/2015, 19:20 tarafından turanyunal

» Mustafa yunalın cd si
azrailin güzelliği Icon_minitime117/1/2015, 11:05 tarafından turanyunal

» İzzetdin bilgenin torunu
azrailin güzelliği Icon_minitime116/7/2014, 18:19 tarafından turanyunal

» PROGRAM İNDİRME SİTESİ
azrailin güzelliği Icon_minitime130/4/2014, 14:06 tarafından Mustafa YUNAL

» Satılmış KARADUMAN vefat etmiştir
azrailin güzelliği Icon_minitime125/3/2014, 15:45 tarafından namuk cinar

» Eşref zeytun
azrailin güzelliği Icon_minitime125/3/2014, 15:44 tarafından namuk cinar

» kevser ayhanın vefatı
azrailin güzelliği Icon_minitime112/2/2014, 06:55 tarafından namuk cinar

» Reşit KANAL ın vefatı
azrailin güzelliği Icon_minitime112/2/2014, 06:53 tarafından namuk cinar

KÖYÜMÜZÜ DÜNYA GÖRSÜN İSTERMİSİNİZ
köyümüzün google earth ta tanıtımı için resimler koyduk tıkladıkça önemi artacak uydu fotoğrafı netleşecektir
AVATAR gönderdiğiniz mesajın yanında çıkacak resminizdir
kişi bilgilerine girip avatarınızı değiştirebilirsiniz AVATARINIZA RESMİNİZİ KORSANIZ TANIMAYANLARDA TANIR

azrailin güzelliği

+11
adem bilgen
mahmut diler
ahmet hoca
şahin biler
yasin daldal
keremyunal
fatih doğan
İSRAFİL
Turan YUNAL
mesut kurbani
namuk cinar
15 posters

Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty NAMAZ SEVİGİSİ

Mesaj tarafından İSRAFİL 13/11/2007, 21:05

NAMAZ SEVGİSİ

Türkan Hanim dindar bir ailede büyümüstü. Annesi her firsatta ona
ve
kardeslerine namaz kilmalarini söyler, hatta kizarak onlari uyarirdi.
Türkan Hanim namazin kilinmasi gerektigine inanir, ama yine de
kilmazdi, çünkü kilmak nefsine zor geliyordu. Bazen baslar, sonra
terk
ederdi.


Evlendi ve çocuklari oldu. Annesi her geldiginde ayni sekilde namaz
kilmalari için ikaz etmeyi sürdürüyor, o da israrla kilmamaya devam
ediyordu. Çok istemesine ragmen bir türlü nefsine galip gelemiyordu.
Bir gün arkadaslari ona oturmaya geldi. Içlerinden biri annesini de
yaninda getirmisti. Teyze çok mübarekti. Öyle tatli konusuyordu ki,
onu dinleyen saatler geçse usanmazdi. Teyze bir ara namaz konusuna
degindi. O anlatirken, Türkan Hanim annesini hatirlamis ve annesinin
eski günlerdeki namaz ikazlarini düþünüyordu. Misafirler de teyzeyi
zevkle dinliyordu.

Türkan Hanimin küçük oglu Zekeriya, dört yasindaydi. Oynadigi
oyunu
birakmis, teyzenin koltugu dibinde iki elini yumruk yapip yüzüne
dayamis bir sekilde, kipirdamadan dinliyordu. Annesi ikram için
mutfakla salon arasinda kosturup dururken mevzu degismisti. O da
onlarin yanina oturup sohbetin güzelligine kapilarak çayini
yudumlamaya basladi.


"Anne, senin yerine ben namaza baslayacagim"

Tam bu sirada mutfaktan bir gürültü geldi. Arkasindan da oglunun
çigligi duyuldu. Telâsla mutfaga kostu Türkan Hanim. Misafirler de
korkuyla pesinden gittiler. Oglu bir sandalye koyarak lavaboya
çikmisti. Bir ayagi lavabonun içinde, digeri ise disaridaydi.
Sandalye
devrilmis yerde dururken, oglu da lavabonun kenarinda korkmus bir
sekilde asili duruyordu. Kosup kucagina aldi. Su içecegini zannederek:

"Isteseydin ben verirdim yavrum, ya düsüp bir yerine zarar verseydin"
diye çikisti.

Türkan Hanim oglunun verdigi cevabi, uzun yillar geçmesine ragmen
hâlâ
unutamaz; çünkü söyle demisti çocugu:

"Anne, ben abdest alacaktim. Teyze dedi ya, namaz kilmayanlara Allah
ceza verecekmis diye. Ben de, sen ceza almayasin diye senin yerine
namaza baslayacaktim."

O an Türkan Hanim, tepeden tirnaga titredigini hissetti. Allah,
yillarca namaz kilmayan Türkan Hanima oglunun davranisiyla müthis bir
ders vermisti. Yavrusuna sarilip dakikalarca agladi.

Bu hikâye birçok bakimdan ders verici. Aslinda çocuklar büyüklere
degil, anne babalar evlâtlarina namazi ögretmeli. Çünkü, Peygamber
Efendimiz (s.a.v.) çocuklarimiza yedi yasina geldiklerinde namaz
kildirmamizi ve on yasina geldiklerinde ise ciddi bir sekilde üzerinde
durmamizi emreder.

Çocuklarimiza -küçük yaslarda gerek camilere götürerek, gerek ise
evde
cemaat yaparak- namazi sevdirmeli ve onlara örnek olmaliyiz. Namaz
çocuklara tatli bir üslûpla, sevdirilerek anlatildigi takdirde
çocuklarin namaza karsi ilgi ve sevgileri kaçinilmaz olur.
Anonymous
İSRAFİL
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty YİRİMİ YIL İLE YİRMİ SANİYE

Mesaj tarafından İSRAFİL 13/11/2007, 21:20


YİRMİ SANİYEDE
Şeytan hizmetçi kılığına girmiş ve yirmi sene Cüneyd-i Bağdadî Hazretleri'nin yanına gidip gelmişti. Bir türlü gönlüne vesvese vermeye, ona istediklerini yaptırmaya muvaffak olamamıştı. Birgün:
- Ey Üstad! Yoksa siz benim kim olduğumu biliyor musunuz? dedi.
Hazreti Cüneyd:
- Sen lanetli İblissin. İlk geldiğin andan beri seni tanıyorum, buyurdu.
Şeytan:
- Ey Sultanü'l Muhakkikin! Sizin kadar yüksek dereceye ulaşan başka bir büyük zat tanımıyorum. Yirmi senedir size hiçbir isteğimi yaptırmaya muvaffak olamadım, dedi.
- Defol mel'un! Şimdi de beni kendini beğenme hastalığına düşürerek mahvetmek mi istiyorsun! Yirmi senede yapamadığını yirmi saniyede mi yapacaksın? Yıkıl karşımdan! diye bağırdı.
Anonymous
İSRAFİL
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty Geri: azrailin güzelliği

Mesaj tarafından namuk cinar 13/11/2007, 22:00

ELLERINE SAGLIK ISRAFIL ALAH RAZI OLSUN.
namuk cinar
namuk cinar
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 1317
Yaş : 46
Nereden : Amsterdam
Points : 450
Kayıt tarihi : 12/02/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty Geri: azrailin güzelliği

Mesaj tarafından İSRAFİL 13/11/2007, 22:13

amın abı cumlemızden,devamı gelıcek ınşallah,sizlerınde katılımlarını beklerım.saygılar
Anonymous
İSRAFİL
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty iylikleri kayaya yaz

Mesaj tarafından mesut kurbani 28/11/2007, 00:35

ÇÖLDE YOLCULUK EDEN İKİ ARKADAŞ HAKKINDA BİR HİKAYE ANLATILIR. YOLCULUĞUN BİR AŞAMASINDA İKİ ARKADAŞ TARTIŞIRLAR. BİRİ ÖTEKİNE BİR TOKAT AŞK EDER. TOKAT YİYENİN CANI ÇOK YANAR AMA TEK KELİME ETMEZ VE KUM ÜZERİNE ŞU SÖZLERİ YAZAR : '' BUGÜN EN İYİ ARKADAŞIM BANA TOKAT ATTI.'' YIKANABİLECEKLERİ BİR VAHAYA RASTLAYANA DEK YÜRÜMEYİ SÜRDÜRÜRLER. TOKADI YİYEN, YIKANIRKEN BATAĞA SAPLANIR. BOĞULMAK ÜZEREYKEN ARKADAŞI TARAFINDAN KURTARILIR. BOĞULMAK ÜZERE OLAN ARKADAŞ TAM SELAMETE ÇIKTIKTAN SONRA BİR KAYA PARÇASI ÜZERİNE AYNEN ŞU SÖZLERİ YAZAR : ''BUGÜN EN SEVDİĞİM ARKADAŞIM HAYATIMI KURTARDI. '' TOKADI VURAN VE SONRA EN İYİ ARKADAŞININ HAYATINI KURTARAN KİŞİ ONA ŞÖYLE DER : '' SENİN CANINI YAKTIĞIMDA BUNU KUM ÜZERİNE YAZDIN, AMA ŞİMDİ KAYAYA YAZIYORSUN, NEDEN?''


ÖBÜR ARKADAŞ ONA ŞÖYLE CEVAP VERİR : '' BİRİ BİZİ İNCİTTİĞİNDE BUNU KUM ÜZERİNE YAZMALIYIZ Kİ BAĞIŞLAMA RÜZGARI ESTİĞİNDE ONU SİLEBİLSİN. AMA BİRİ BİZE BİR İYİLİK YAPARSA ONU KAYAYA KAZIMALI Kİ, ONU HİÇBİR RÜZGAR YOK EDEMESİN. ''


İNCİNMELERİNİZİ KUMA, GÖRDÜĞÜNÜZ İYİLİKLERİ KAYAYA YAZMAYI ÖĞRENİN.



DENİLİR Kİ,
ÖZEL BİRİNİ BULMAK BİR DAKİKANIZI ALIR, ONU DEĞERLENDİRMENİZ BİR SAAT İÇİNDE OLUR. ONU SEVMEK İÇİN BİRGÜN YETER.
AMA SONRA UNUTABİLMEK İÇİN BİR ÖMRÜN GEÇMESİ GEREKİR.
mesut kurbani
mesut kurbani
Üye
Üye

Mesaj Sayısı : 16
Nereden : edirne
Points : 1
Kayıt tarihi : 21/06/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty sadece sana kulluk yaparım dıyemedım

Mesaj tarafından mesut kurbani 28/11/2007, 00:37

Sadece sana kulluk yaparım! diyemedim

--------------------------------------------------------------------------------

Bir genç hafızlığını tamamlarken her gün sabaha kadar Kur'an'ı hatmeder. Bundan dolayı da sabah derslerine yorgun ve bitkin olarak çıkar. Durumu öğrenen hocası Kur'an'ı bu şekilde okumasını arzu etmediği için bir gün onu karşısına alır ve: "Evladım! Biliyorsun Kur'an, indiği gibi okunmalıdır.Bu gece sen Kur'an'ı, karşında ben varmışım gibi oku." tavsiyesinde bulunur.

Genç gider ve Kur'an'ı hocasına okuyormuş gibi okur. Sabah huzura geldiğinde: "Efendim, bu gece Kur'an'ı ancak yarısına kadar okuyabildim." der. Bunun üzerine hocası: "Pekâla bu gece de Efendimiz'e okuyor gibi oku!" emrini verir. Talebe şaşkınlık ve heyecan içinde Nebîler Serveri'nin huzurunda olduğu düşüncesiyle o gece daha dikkatli okur. Ertesi gün de üstadına Kur'an'ın ancak dörtte birini okuyabildiğini söyler. Üstadı talebesindeki manevi yükselişi görünce: "Bugün de o emin melek Cebrail'in Efendimiz'e (sallALLAHu aleyhi vesellem) tebliğ ettiği anda dinliyor gibi oku!" der. Talebesi ertesi gün "VALLAHi üstadım, bugün ancak bir sure okuyabildim." der.

Üstadı son adımı atar: "Evladım! şimdi de onu binlerce hicabın verasında bulunan Yüce Rabbimiz'in huzurunda okuyor gibi oku! Düşün ki O seni dinliyor ve Kur'an'ı senle mukabele ediyor!"

Talebe ertesi gün gözyaşları içinde üstadına gelir ve şöyle der: "Üstadım! Fatiha'dan başladım ilk ayetleri okudum; ama 'ıyyâke na'budu' demeye bir türlü dilim varmadı. Çünkü 'Sadece sana kulluk yaparım!' diyemedim.


azrailin güzelliği 19ld6nd2
____________________



RABB'im!
En sevdiğini,en sevdiğim eyle...


alıntı...
mesut kurbani
mesut kurbani
Üye
Üye

Mesaj Sayısı : 16
Nereden : edirne
Points : 1
Kayıt tarihi : 21/06/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty Geri: azrailin güzelliği

Mesaj tarafından Turan YUNAL 28/11/2007, 08:38

ALLAH RAZI OLSUN BU AYDINLATICI BİLGİLER İÇİN ELİNİZE SAĞLIK
Turan YUNAL
Turan YUNAL
Yönetici
Yönetici

Mesaj Sayısı : 629
Yaş : 58
Nereden : SİVAS
Points : 278
Kayıt tarihi : 26/01/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty helal mal

Mesaj tarafından İSRAFİL 13/12/2007, 21:36

Gencin birisi Kâbe'de hep,
"Ey doğruların yardimcısı olan Allahim, ey haramdan sakınanların yardimcisi olan Allahım, sana hamdu sena ederim" diye dua eder.
Bu durum herkesin dikkatini ceker.
Birisi, (Neden hep ayni duayi yapiyorsun, baska birsey bilmiyor musun? der. O da anlatir: 7-8 sene once yine Kâbe'de iken ici altin dolu bir torba buldum.
Tam 1000 alıin vardı. Icimden bir ses (Bu altınlarla, >> şunları şunları yaparsın)
diyordu.Hayir dedim kendi kendime, bu benim degil, baskaını mali,kullanmam haram olur dedim.
Bu sırada birisi, "şöyle bir torba bulan var mi?" diye bagiriyordu.
Cagirdim onu, nasil bir torbaydi, icinde ne vardi diye sordum.
Torbayi tarif etti ve icinde 1000 altin vardi dedi. Al oyleyse torbani diyerek verdim. Adam torbayi acıp içinden bana 30 altin verdi. Pazara gittim. Temiz yuzlu genc bir esiri överek satiyorlardi.Gencin temizligi dikkatimi cekti.
Yanlarina gittim, bu kole icin ne istiyorsunuz dedim. 30 altin dediler.
Adamdan aldigim 30 altini verip genci satin aldim.Bir iki yil gecti.
Genc cok caliskan, cok edepli idi. Onu aldigima cok memnun olmustum.
Bir gun onunla giderken karsidan iki uc kisi geliyordu. Genc bana dedi ki,
-Efendim, ben Fas emirinin ogluyum. Bu gelenler babamin adamlari. Beni buldular. Senden beni satin almak isterler. Sen iyi bir insansin,
onlara 30 bin altindan asagiya satma) dedi.O kisiler yanima geldi, bu esiri bize satar misin dediler. Satarim dedim. 60 altin verelim dediler. Olmaz dedim. Iyi ama sen bunu 30 altina almadin mi? Biz sana iki mislini veriyoruz
Oyleyse gidin pazardan alin dedim. Artira
artira 20 bin altina kadar ciktilar. 30 binden asagi olmaz dedim.Çaresiz kabul ettiler. Altinlari verip, genci alip gittiler. Ben o 30 bin
altinla isyerleri actim, ticaret yaptim, daha cok zengin oldum. Bir gun bana arkadaslar, "cok zengin bir ailenin iyi bir kizi var.Babasi
yeni vefat etti. Onunla seni evlendirelim" dediler. Bende "olur" dedim.
Nikah kiyildi. Deve yukleri çeyizini getirdiler. Ceyiz arasinda bir torba dikkatimi cekti. Kiza, nedir dedim. "Icinde 970 altin var, babam Kâbe'de bunu kaybetmis, bulan gence 30 unu vermis. Kalanini da bana hediye etti, ceyizine koyarsin dedi". Demekki buldugum altinlar benim rizkim imis, vermese idim haram yoldan gelecekti, simdi helal yoldan yine bana geldi. Bana yardim >> edip haramlardan koruyan, nice nimetler ihsan eden yuce
Rabbime hamd ederim.
Aci da olsa, dogrulari soyleyiniz. ( hadis i serif )
Takdirden otesi yok... Nasipten otesi yok...
İSRAFİL
İSRAFİL
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 422
Yaş : 43
Nereden : *SİVAS*
Points : 186
Kayıt tarihi : 12/12/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty Geri: azrailin güzelliği

Mesaj tarafından fatih doğan 20/12/2007, 07:11

Sağolun İsrafil ve Mesut Abi Ellerinize Sağlık.
fatih doğan
fatih doğan
Moderator
Moderator

Mesaj Sayısı : 381
Yaş : 30
Nereden : ANKARA
Points : -51
Kayıt tarihi : 18/11/07

http://by-rapci-fatih.tr.gg/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty Geri: azrailin güzelliği

Mesaj tarafından İSRAFİL 29/12/2007, 04:09

Hızır ve Gelin
1930'lu yıllar. Rize. Anzer, halkın kendi tabiri ile Ancer. Dünyaca balı ile meşhur olan Ancer. Binlerce poleni ve şifayı içinde barındıran balıyla meşhur Ancer. Kış. Yaylacılık yapan Ancerlilerin bir kısmı aşağıya Rize'ye şehre inmemiş, kışlamışlar. Yazdan yığdıkları otlarıyla, mallarını kışdan çıkarıp, bahara eriştirmenin çabası içindeler. Evet hepsinin mal tabir ettiği koyunları, sığırları var, tektük birkaç tanesinin de kara kovanı var. Şifa niyetine ilaç niyetine küçük bir kavanozu dolduracak kadar balları olurdu çoğunun. O da kış bitmeden tükenir giderdi.

Meryem. Lezgilerin kızı Meryem. Yeni gelin, beyini gurbete Samsun'a göndermiş. O da o kış yaylada kışlamış. Sabaha kadar kar yağmıştır. Tam kürekle yolu açayım deyip, kapıya yönelmekte iken, kapısı çalınır. Kapıyı açari. İhtiyar bir adam selam verir ve:
- Kızım, ben Aşağı Ancerdenim, gelinim aş eriyor, canı bal çekti, Allah rızası için, bir iki kaşık bal verirmisin?
Meryem gelin düşünmez bile, Allah rızası değil mi der, dibinde üç dört kaşık bal kalmış olan kavonozu getirir , onun da yarısını ihtiyar'a verir. İhtiyar:
- Allah razı olsun kızım, artsın eksilmesin der.
Meryem, kavanozu koymak için geri döner. Kavanozun ağzını kapatayım derken birde ne görsün, kavanoz ağzına kadar bal ile dolu. Meseleyi anlar, kapıya koşar, kar ile dolu yaylanın uçsuzluklarına bakar. Ne bir insan vardır ne de kar da bir iz. Gelen Hızırdır.

Aradan üç dört ay geçer, her gün bal yediği halde kavanoz her seferinde ağzına kadar bal ile doludur. Sırrını hiç kimseye açmaz. Yaza doğru beyi gurbetten gelir. Beyine her öğün bal verir. Bal bitmez, hem ancer balı olacak, bütün kış kalacak birde her öğün kaşık kaşık yenecek, bal bitmeyecek. Beyini merak sarar, sorar, cevap alamaz. Beyi en sonunda:
- Ne olur beni seviyorsan söyle ne oluyor. bunda bir iş var.
Meryem dayanamaz ve ağzı kapalı kavonozu da alır ve olayı anlatır. Kavanozu açıp işte bak ağzına kadar dolu demek istediğinde bir de ne görsün?
Kavonozun dibinde iki kaşık bal kalmış.

Evet, gerçek yaşanmış bir olay... Belki sizin başınıza da geldi, belki gelebilir. Meryem'in kavonozundaki bal bitmeyecekti. Sizin de belki cebinizdeki araba parasını verdiğiniz bir ihtiyar ardından elinizi her cebinizdeki cüzdana attığınızda tükenmeyecek para... Ama sakın ha. Sakın ha. Hızır ile karşılaştığınızı ve sırrınızı kimseye söylemeyin....
İSRAFİL
İSRAFİL
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 422
Yaş : 43
Nereden : *SİVAS*
Points : 186
Kayıt tarihi : 12/12/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty Geri: azrailin güzelliği

Mesaj tarafından İSRAFİL 29/12/2007, 04:13

'eĞer Yalancı İsen...'

'İsrâiloğulları'ndan abraş ,kel ve kör üç kişi vardı. Hz. Allah bu üç kişiyi imtihan etmek istedi de kendilerine bir melek gönderdi. Melek abraşa geldi ve:
' Hangi şey sana daha sevimlidir? diye sordu. Abraş:

' Güzel vücut, güzel ten ve halkın iğrendiği abraşlığın benden giderilmesidir, dedi. Melek onun vücudunu sıvazladı, hemen çirkin manzarası gitti; kendisine güzel bir renk, güzel bir ten verildi. Melek yine sordu:

' En çok hangi maldan hoşlanırsın? Abraş:

' Deve'den, dedi. Ona, on aylık bir dişi deve verildi. Melek:

' Allah bu deveye senin için bereket kılsın, diye duâ etti.

Sonra melek kel'in yanına geldi ve ona:

' En çok hangi şeyi istersin? diye sordu. Kel:

' Güzel saç ve halkın tiksindiği şu kelliğin benden gitmesini, dedi. Melek onu da sıvazladı, kelliği gitti; kendisine güzel bir saç verildi.

Melek tekrar sordu:

' Hangi mal daha çok hoşuna gider? Kel:

' Sığır, dedi. Ona da yüklü bir inek verildi. Melek:

' Allah bu inekte senin için bereket kılsın, diye duâ etti.

Daha sonra melek, kör'ün yanına geldi ve ona da sordu:

' Hangi şey daha çok hoşuna gider?

' Allâh'ın, gözümü bana iâde buyurup insanları görmem, dedi. Melek onu da sıvazladı. Allah Teâlâ da ona gözünü iâde buyurdu. Melek:

' Hangi mal daha çok hoşuna gider? dedi. Kör:

' Koyun, diye cevap verdi. Ona da kuzulu bir koyun verildi.

Bir müddet sonra deve ve sığır sahiplerinin bu hayvanları yavruladı, koyun sahibinin koyunu da kuzuladı. Öyle ki; deve sahibinin bir vâdi dolusu devesi, sığır sahibinin bir vâdi dolusu sığırı, koyun sahibinin de bir dere dolusu koyunu oldu... Derken bir zaman sonra o melek, ilk görüştüğü andaki sûret ve hey'etinde abraş'a geldi:

' Ben yoksul bir adamım, dedi, yolculuğum esnasında maişet imkânlarım kesildi. Bugün gitmek istediğim yere varmam, ancak evvelâ Allâh'ın, sonra da senin sâyende olacak. Sana güzel renk, güzel ten ve bolca mal veren Allah hakkı için, ben senden bir deve istiyorum ki, yolculuğumda (gitmek istediğim yere) onun sırtında varayım. Abraş:

' Hak sahipleri çoktur (yardım edilecek pek çok yer var, sana verecek malım yoktur), dedi. Melek:

' Ben seni tanıyor gibiyim. Sen halkın tiksindiği abraş değil misin? Sen Allâh'ın (sonradan) servet verdiği fakir değil misin? dedi. Abraş:

' Ben bu mala ancak ata'dan ata'ya intikâl ile vâris oldum, dedi. Melek:

' Eğer iddiânda yalancı isen, Allah seni eski vaziyetine çevirsin, dedi.

Sonra melek (ilk görüşmelerindeki) sûret ve hey'etinde kel adama geldi. Ona da abraş'a dediği gibi dedi. Kel de abraş gibi reddetti. Melek:

' Eğer yalancı isen, Allah seni önceki hâline soksun, dedi.

Daha sonra melek (yine ilk görüşmelerindeki) sûret ve şekliyle kör'e geldi ve dedi ki:

' Ben yoksul biriyim; yolda kaldım, yolculuğum esnasında maîşet sebeplerim kesildi. Bugün gitmek istediğim yere varmam, önce Allah, sonra da senin sâyende olacak. Sana gözünü iâde eden Zât hakkı için, senden bir koyun istiyorum ki; yolculuğumda onun (sütünden gıdâlanarak) memleketime varayım.

Bunun üzerine o adam:

' Dilediğin kadar al, dilediğin kadarını da bırak. Vallâhi bugün, Allah için alacağın hiçbir şeyde sana güçlük çıkarmayacağım, dedi. Melek de:

' Malın sana kalsın. Siz imtihan olundunuz. Senden râzı olundu (hoşnut kalındı), diğer iki arkadaşına da gadap olundu, dedi.

Mevlâmız, cümlemizi cimrilik ve nankörlük illetlerinden uzak eyleyip, hayır ve hasenatta yarışan ve zâtına dâima şükreden kullarından eylesin. Âmîn...
İSRAFİL
İSRAFİL
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 422
Yaş : 43
Nereden : *SİVAS*
Points : 186
Kayıt tarihi : 12/12/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty Geri: azrailin güzelliği

Mesaj tarafından keremyunal 31/12/2007, 18:56

allah razı olsun ne güzel hazırlık yapıyorsun ebede.
keremyunal
keremyunal
Rütbeli Üye
Rütbeli Üye

Mesaj Sayısı : 96
Nereden : istanbul/beykoz
Points : 54
Kayıt tarihi : 11/08/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty Geri: azrailin güzelliği

Mesaj tarafından İSRAFİL 31/12/2007, 21:24

estafurullah abı,allah bırımızı beş yapsın,o bızı ıbadetlerımızle yaptıklarımızla değilde kendı merhametı rahmetı ıle hesaba çeksın,ınşallah.

abı paylaşımlara gosterdığın ılgı ve alaka ıcın ayrıca tşk ederım,allah razı olsun.
İSRAFİL
İSRAFİL
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 422
Yaş : 43
Nereden : *SİVAS*
Points : 186
Kayıt tarihi : 12/12/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty MERHAMET

Mesaj tarafından İSRAFİL 11/1/2008, 18:04

Esirler arasında bir kadın... Belli ki yorgun, ümitsiz...

Kolay mı? Savaştan çıkmışlar. Vatanlarını, mallarını mülklerini, özgürlüklerini kaybetmişler. Yazık ki kabilesi alemlere rahmet Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz ile savaşmış.

Harp sona ermiş; kadının kabilesi mağlup olmuş. Kalanlar esir alınmış.

Sahabe-i Kiram r.a., ele geçirmiş oldukları esirleri savaştan sonra bir yerde toplamışlar. Rasul-i Ekrem s.a.v. de orada, esirlere bakıyor...


Kalabalığın arasında kadın telaşlı, öteye beriye bakıp bir şey arıyor. Biraz sonra bir çocuk gözüne ilişiyor. Birden çevikleşip çocuğa koşuyor, kucaklayıp şefkatle bağrına basıyor. Bir tarafa çekilip emzirmeye başlıyor. Belli ki kargaşada çocuğunu kaybetmiş. Bulduğunda dünyalar onun oluyor; esirliğin üzüntü ve sıkıntılarına aldırmadan...

Kimin merhameti?

Varlığı alemlere yüce bir merhamet ve şefkatin eseri olan Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz bu manzarayı seyreden sahabilerine soruyor:

- Ne dersiniz, bu kadın yavrusunu ateşe atar mı?

Sahabe-i Kiram r.a.:

- Hayır, atmaz! diyorlar.


Bunun üzerine Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz şöyle buyuruyor:

- “Şüphe yok ki Allah Tealâ’nın kullarına merhameti, şu kadının çocuğuna olan merhametinden daha fazladır.”
İSRAFİL
İSRAFİL
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 422
Yaş : 43
Nereden : *SİVAS*
Points : 186
Kayıt tarihi : 12/12/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty Geri: azrailin güzelliği

Mesaj tarafından yasin daldal 28/1/2008, 15:52

HERHALDE DERYA YA DÜŞTÜM ..............

ELİNİZE SAĞLIK ABİLER ALLAH RAZI OLSUN...
yasin daldal
yasin daldal
4 yıldız rütbeli üye
4 yıldız rütbeli üye

Mesaj Sayısı : 199
Yaş : 42
Nereden : TOKAT/TÜRKİYE
Points : 49
Kayıt tarihi : 01/10/07

http://www.hasozgen.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty Geri: azrailin güzelliği

Mesaj tarafından şahin biler 17/12/2008, 19:23

teşekkürler elinize sağlık
şahin biler
şahin biler
Rütbeli Üye
Rütbeli Üye

Mesaj Sayısı : 37
Yaş : 51
Nereden : ITALYA IMPERIA
Points : 26
Kayıt tarihi : 26/10/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty Geri: azrailin güzelliği

Mesaj tarafından Turan YUNAL 18/12/2008, 08:02

İnci taneleri gibi konular inci kolye gibi bu bölümde dizilmişler emeği geçenlerden ve istifade ednlerden Allah razı olsun
Turan YUNAL
Turan YUNAL
Yönetici
Yönetici

Mesaj Sayısı : 629
Yaş : 58
Nereden : SİVAS
Points : 278
Kayıt tarihi : 26/01/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty Geri: azrailin güzelliği

Mesaj tarafından ahmet hoca 12/2/2009, 13:30

ÖLÜM ve SONRASI

İMAM GAZÂLÎ

35

Enes b. Mâlik'ten (r.a) rivayet edilen bir hadis-i şerifte Resûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır:

İnsanoğlu yaşlandığı halde kendisiyle birlikte iki huyu sürekli kalır. Bunlar, dünya hırsı ve emelleridir (nihayetsiz hedefleri)."

Hadis bir diğer rivayette şöyledir: İnsanoğlu ihtiyarladığı halde kendisiyle beraber iki haslet genç kalır. Bunlar, dünya malına ve uzun yaşamaya olan hırsı."27

Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurur: "Bu ümmetin ilk döne-mindekiler yakînî imanları ve zühdleri sayesinde kurtuldular. Son döneminde gelenler ise cimrilik ve uzun emel (nihayetsiz arzu ve istekler) nedeniyle helak olacaklardır."25

Şöyle anlatılır: Bir ara isâ (a.s) otururken yaşlı bir adamın kürekle yeri kazdığını gördü ve, "Allahım! Onun kalbinden nihayetsiz emelleri çıkar" diye dua etti. Biraz sonra adam işini bırakıp yere yattı, öylece bir müddet bekledi. Bunu gören İsâ (a.s), "Allahım! Ona emelleri iade et" diye duada bulundu. O anda adam ayağa kalkarak tekrar çalışmaya başladı, isâ (a.s) adamın yanına giderek neden bu şekilde davrandığını sordu. Yaşlı adam şöyle dedi:

"Bir ara çalışmakta iken nefsim bana, 'İhtiyarladın, daha ne zamana kadar çalışacaksın?' dedi, ben de küreği bir tarafa atıp yan yattım. Bu sefer de nefsim bana, 'Hayatta olduğun müddetçe maişetinin temini için çalışmak zorundasın' dedi, ben de kalktım, küreğime sarılıp çalışmaya başladım."
şu dünya alemine imtihan için geldik hesap için döneceğiz.
ahmet hoca
ahmet hoca
Üstün Rütbeli Üye
Üstün Rütbeli Üye

Mesaj Sayısı : 133
Yaş : 50
Nereden : tokat
Points : 126
Kayıt tarihi : 27/01/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty insanın görünüşü

Mesaj tarafından ahmet hoca 15/2/2009, 14:31

[i]BİR KISSA..: İmam-ı Şafii yolculukta bir kişiye uğrar.Kendisini misafir etmesini ister.İlk bakışta görünüşünü beğenmez,misafir etmeyip kendisine ikram etmeyeceğini düşünür.Lakin adam ona ikram eder,hayvanına barınak,karınlarını doyurur,rahat ettirir. İmam-ı Şafii -yanlış bakmışım görünüşe aldanmamak gerek .der.Sabah ayrılık vakti gelir.ayrılmak ister ve teşekkür ederek yolu kendisine düşerse severek misafir edeceğini söyler.ancak adam başlar istemeye;-Efendim bu hizmet bedel ister,evimi kendime daraltıp sana yer açtım ,yemeğimden kısIp sana ikram ettim der ve ücret ister.Şaşkın halde İmam ücreti öder.Ayrılmak ister,lakin adam tekrar derki;-Efendim hayvanın barınağı,onun yiyeceğide hak değilmi der ve onun ücretini de talep eder.İlk yapılan ikram ve ilgi, öncekidüşüncesinde yanıldığını zannettirmişti.Ancak İmam Şafii bu olay karşısında şu meşhur sözünü söyler..: "KİŞİNİN SURETİ SİRETTİNE ŞAHİTTİR, ZİYADE KUSUR ARAMAK ZAİTTİR. " YANİ(kişinin görünüşü içinin ne olduğunu gösterir,fazla kusur aramak gereksizdir.) Çıkarılacak ders:Bazen insanın yüzüne bakınca onun kişiliğini suretinde görmek mümkündür."ya göründüğün gibi ol,yaolduğun gibi görün."Mevlana..........
ahmet hoca
ahmet hoca
Üstün Rütbeli Üye
Üstün Rütbeli Üye

Mesaj Sayısı : 133
Yaş : 50
Nereden : tokat
Points : 126
Kayıt tarihi : 27/01/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty Geri: azrailin güzelliği

Mesaj tarafından mahmut diler 15/2/2009, 15:04

HOCAM SAĞOLASIN TABİ İNSANIN YÜZÜNDEN OKUNUR NASIL BİRİ OLDUGU
mahmut diler
mahmut diler
Moderator
Moderator

Mesaj Sayısı : 124
Yaş : 39
Nereden : TOKAT ALANYURT
Points : 26
Kayıt tarihi : 23/04/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty Geri: azrailin güzelliği

Mesaj tarafından adem bilgen 15/2/2009, 17:33

çok haklısın hocam insanın yüzü kendi aynasıdır.
adem bilgen
adem bilgen
Üstün Rütbeli Üye
Üstün Rütbeli Üye

Mesaj Sayısı : 126
Yaş : 41
Nereden : ankara
Points : -2
Kayıt tarihi : 08/04/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty <<EDEN BULUR>>

Mesaj tarafından ahmet hoca 12/3/2009, 21:44

Halife Harun Reşit’in bir bahçesi varmış. O bahçesinde de çok sevdiği bir de gül fidanı... Bir gün bahçıvanına şöyle demiş:

"-Bu fidana gözün gibi bak! Güzel bir gül tomurcuklanıp da açıldığında bana haber ver."

Bahçıvan geceleri bile gider, kontrol edermiş fidanı. Bakışlarından bile sakınır, üzerine titrermiş. Geceleri rüyalarına girdiği bile olurmuş. O da sevmeye başlamış fidanı. Tomurcuklar çıkmaya başlamış. Hele bir tanesi varmış ki, diğerlerinden çok daha güzelmiş. O güzelim tomurcuk açmış ve insanın bakmaya kıyamayacağı kadar güzel bir gül oluvermiş. Bahçıvanın kalbi pır pır atmaya başlamış, içi içine sığmaz olmuş. Hemen gidip halifeye haber vermeliyim, diye düşünürken... EYVAH!

Kuşun birisi o gülün üzerine konup başlamaz mı yapraklarını gagalamaya! Bahçıvan bağırmış kuş kaçsın diye. Yerinden ok gibi de fırlamış. Ama nafile! Mahvolmuş o nadide gül

Nasıl haber versin halifeye? Nasıl izah etsin?.. Yalan söylemiyorum ya, demiş bahçıvan. Gider anlatırım durumu olduğu gibi.

Varmış Harun Reşit’in huzuruna... Anlatmış durumu gözyaşları içinde!
Halife büyük bir olgunluk içinde dinlemiş ve tek bir cümle sarf etmiş:


"-EDEN BULUR!"

Ayrılmış huzurdan bahçıvan. Aradan zaman geçmiş. Birgün görmüş ki o kuş bir yılanın ağzında can vermiş aynı bahçenin içinde.

"-Allah’ım sen ne büyüksün" demiş ve soluğu halifenin yanında almış. Durumu anlatmış. Halifenin dudaklarında yine ayni cümle:


"-EDEN BULUR!"

Aradan bir süre daha geçmiş. Bahçıvan bahçede yürürken o yılan ayağına dolanmaz mı? Kendisini sokacağından korkan bahçıvan, kafasını bedeninden ayırıvermiş yılanın elindeki kürekle. Gene halifenin yanına koşmuş. Anlatmış durumu ve gene aynı cevabı almış:

"-EDEN BULUR!"

"-Eyvah" demiş bahçıvan!

"-Edip de bulma sırası bana geldi!"


Gerçekten de öyle olmuş. Bahçıvan kendisinden beklenmeyecek kötü bir iş yapmış. Halife de onu cezaya çarptırmış. Çarptırılmış çarptırılmasına ama gel gelelim bizim bahçıvan durmaz yerinde. Zıplar durur, bas bas da bağırırmış.

Bir tek şey istermiş ısrarla:
Halifeyle acilen görüşmek! Ne dedilerse olmamış ve sonunda çıkarmışlar halifenin huzuruna:


"-Sana haksız bir ceza verildiğini mi düşünüyorsun?" demiş halife

"-Hayır" demiş bahçıvan.

"-Benim derdim o değil.Ben bu cezayı hak ettim. Ancak bana ceza verdiğiniz icin ettiğini bulma sırası size gelecek. Sizin basınıza bir şey gelmesini istemem."

Halife düşünür ve adamı affeder.


Hikayemiz bitti.. SÖZÜN ÖZÜ:

"ETMEYELİM Ki BULMAYALIM.
GEREK BU DÜNYADA GEREKSE AHiRETTE!"




Nefsini kurban edenler, ruhuna kavuşurlar..
Ruhuna kavuşanlar, RABBİYLE BULUŞURLAR..
ahmet hoca
ahmet hoca
Üstün Rütbeli Üye
Üstün Rütbeli Üye

Mesaj Sayısı : 133
Yaş : 50
Nereden : tokat
Points : 126
Kayıt tarihi : 27/01/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty Geri: azrailin güzelliği

Mesaj tarafından yusuf eller 13/3/2009, 12:48

Hepinizin Ellerine Saglik Hepsi Bir Birinden Guzel Dini Hikàyeler
yusuf eller
yusuf eller
Moderator
Moderator

Mesaj Sayısı : 340
Yaş : 31
Nereden : B U R S A / Karacabey
Points : 117
Kayıt tarihi : 29/12/07

http://www.slowfm.tk/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty Geri: azrailin güzelliği

Mesaj tarafından ahmet hoca 26/1/2010, 09:35

Ben dürüst, hiç kanuni suç işlememiş, vergisini muntazam ödeyen, trafik kuralları dahil her türlü kanun ve kurala uyan bir vatandaşım. Bir şahsa hakaretim bile yoktur.......Ama başkaları tecavüz ediyor, alkollü araba kullanıp sakat bırakıyor, insan öldürüyor, hırsızlık yapıyor.v.s....ben onları vergimle hapishanede besliyorum ve çıktıklarındada mutlaka onlara iş veriyorum, ayrıca aramıza alıyorum ki tekrar tecavüz etsinler, sakat bıraksınlar, öldürsünler.

Ben de düşünüyorum, aklediyorum ve sistemde yanlışlar buluyorum. Sivil Toplum Kuruluşlarıyla çalışıyorum, yazıyorum, oy veriyorum..... Ama başkaları bölüyor, dağa çıkıyor, bomba atıyor, ağlamayana meme yok diye kırıyor, döküyor ve öldürmeye devam ediyor.......Ben onların maaşını ödüyorum, liderlerini besliyorum ve kardeşlerimi öldürdüğü için affetmeye zorlanıyorum.

Ben tek çocuk sahibiyim. Doğuramadığım için değil. Sevgimi, ilgimi, bilgimi ve maddi gücümü en iyi şekilde bu insana yatırıp, onu onlarca insana bedel, akıllı, manevi değerler üretebilen ve yaşatabilen, kutsal sisteme saygılı bir insan yapmak istediğim için.....Ama başkaları 10’larca çocuk dünyaya getiriyor. Korunamadıkları için değil. Sayısal üstünlük sağlamak için. Sevmiyorlar, ilgilenmiyorlar. O çocuk dağa çıkıyor, o çocuk kapkaç yapıyor, o çocuk tinerci oluyor, o çocuk okumadığı için özgür olamıyor ağasına maraba oluyor yada bakamadıkları için dedesi yaşındaki birisine 13 yaşında satılıyor ve 14 yaşında oda doğurmaya başlıyor........ Sonra benden o insanlara merhamet duymamı ve benden alınan vergiler onları beslemeye yetmediği için ayrıca çocuklarını okutmamı istiyorlar. Ben marabaların kızlarını okutayım ki ağaları kendi kızlarına kilolarca altın takılan 40 gün 40 gece düğünler yapabilsin. Evlerini ısıtıyorlar benim vergilerimle yada kimbilir o kömürleri satıp sigara parası yapıyorlar. Oysa ben bu kış zamlı doğalgazı nasıl ödeyeceğimi düşünüyorum. Onlar 10’ar 10’ar doğurduğu için işsiz kalıyorlar ve batıdaki fabrikaları doğuya taşımaya zorluyorlar. Öyle ya merhamet etmek lazım. Batıdakiler işsiz kalsada olur malum onların sesi çıkmaz. Oysa toprak reformu, aşiretleri çözmek kimsenin işine gelmiyor. Çünkü oy için 10 000 insanı ikna etmek kolay değildir ama ağasını ikna etmek kolaydır.

Ben daha maaşımı almadan vergim kesiliyor....... Ama başkaları vergi ödemiyor ve sıksık affediliyor. Benim maaşım belli. Ama stadyumda sünnet düğünü yapanın geliri nasılsa belli değil. Oysa biz evlendiğimizde düğün bile yapamadık.

Biz evlendiğimizde alacağımız mobilyalarla doğaya zarar vermişizdir endişesi ile nikaha gelen herkese şeker yerine yüzlerce ağaç fidanı dağıttık, doğadan aldığımızı doğaya geri verelim diye......Ama başkaları ormanı yakıp yerine ev yaptılar, sattılar, kiraladılar, zengin oldular ve 2B ile affoldular.

Benim babam ev alabilmek için 12 sene aynı işçi parkası ve pençeli ayakkabısı ile gezdi Çok şükür şimdi evleri var.........ama başkalarının babası devletin arazisi üzerine gecekondu yaptı şimdi mütahite sattı ve bir sitede 60 dairesi var.

Ben dişimi fırçalarken suyu devamlı kapatıyorum. Meyve yıkadığım suyla balkonu yıkıyorum..v.s. Malum suyu israf etmeyeceğiz ya......... Ama başkaları golf sahaları yapıp çimleri için tonlarca su kullanıyor. Yada biryerlerde kaçak kullanıp para vermiyorlar.

Ben bakanımızında tavsiyesine uyarak saçımı havluyla kuruluyorum. Ayrıca Maliye bakanımızın kızına katkısı olsun diye evlerimizi tasarruflu ampullerle donatıyoruz. A+ makinelerimiz var....... Ama başkaları kaçak elektrik kullanıyor ve faturalarını ben ödüyorum.

Ben sağlık sigortamı istemesem bile ödüyorum........ama başkaları yeşil kartla gidip benim paramla muayene oluyorlar. Gerçekten ihtiyacı olana son kuruşuna kadar helal olsun. Ama bu ülkede kaç milyon yeşil kartlı var? Kaçı hak ediyor ?

Öyle uzunki bu liste...biliyorum uzun yazıları okumayı sevmiyorsunuz. Her türlü adaletsizliğe rağmen doğru bildiğim yoldan asla dönmeyeceğim. Çok sevdiğim bir fıkra ile bitireyim ;

Adamın biri dünyada hiç kimseye bir kötülük yapmamış, her türlü kurala uymuş, içmemiş, zina yapmamış, uyuşturucu kullanmamış, kimseyi pataklamamış. Neyse bir gün ölmüş büyük bir sevinç ve beklenti ile sorgu meleğinin önüne gelmiş
melek sormuş : içmemişsin
Adam : evet
Melek : Kimseye el bile kaldırmamışsın
Adam: evet
Melek : Kendi karından başkasına yan gözle bile bakmamışsın
Adam : evet
Onlarca sorudan sonra sorgu meleği yanındaki meleğe dönerek : bir çift kanat getirin
Adam heyecanla : Melek oluyorum değilmi?
Melek : hayır kaz oluyorsun

Fıkradır ama doğruyu söylemek gerekirse korkum kaz olmaktır.
Adaletsizliğin ve haksızlıgın ortaya konulması galiba
" Ne zulmediniz,ne zulme uğrayınız"H.Ş.

S.E.T
ahmet hoca
ahmet hoca
Üstün Rütbeli Üye
Üstün Rütbeli Üye

Mesaj Sayısı : 133
Yaş : 50
Nereden : tokat
Points : 126
Kayıt tarihi : 27/01/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty Geri: azrailin güzelliği

Mesaj tarafından durancankaya 26/1/2010, 11:31

allah hepinizden razi olsun her kelimeler ayri bir degerli sizlerde oyle iyiki varsiniz.
durancankaya
durancankaya
Üstün Rütbeli Üye
Üstün Rütbeli Üye

Mesaj Sayısı : 210
Nereden : Italya
Points : 33
Kayıt tarihi : 23/06/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty Geri: azrailin güzelliği

Mesaj tarafından pakize turna 26/1/2010, 14:38

allah razı olsun bütün emeği geçenlerden sağ olun var olun
pakize turna
pakize turna
4 yıldız rütbeli üye
4 yıldız rütbeli üye

Mesaj Sayısı : 313
Nereden : İZMİR
Points : 251
Kayıt tarihi : 06/11/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

azrailin güzelliği Empty Geri: azrailin güzelliği

Mesaj tarafından taha 5/7/2010, 06:58

çok güzel okurken insan çok etkileniyor
taha
taha
Üst Rütbeli Üye
Üst Rütbeli Üye

Mesaj Sayısı : 29
Nereden : sivas
Points : 24
Kayıt tarihi : 31/08/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz